DOĞRUSU BU-Asaf ERTAN

 

SUMRULAR VE BALIKLAR...

Merhaba doğayı gözleyip şifreleri çözenlere...                                                      EKİM 2013

İçinde bulunduğumuz yılın Eylül ayı başında açılan balıkçılık mevsimi Batı Karadeniz’de pek verimli geçmiyor. Eylülün büyük bölümü denize çıkmak için pek elverişli değildi. Arada gırgırların ve voli takımlarının çalışabildiği gün sayısı toplamda iki haftayı ancak bulabildi. Balık avcılığının başladığı günlerde kuşların yoğun olarak göçleri de görülür. Bu yıl özellikle deniz kuşlarından sumru türlerinin (Sterninae) göç hareketi yoğun olmadı. Sumrular küçük gruplar halinde, bazen de tek başlarına geçip gittiler, gidiyorlar...

Sumrular martılara (Laridae)  benzerler ama martılardan daha küçük ve narin deniz kuşlarıdır. Deniz yüzeyinden 25-30 m yüksekte uçarak deniz yüzeyini ve yüzeyin yaklaşık 1 m altına kadar olan derinlikteki küçük balık türlerini gözlerler. Yakalayacağını gözüne kestirdiği bir çaça, kraça, çamuka, hamsi, aterinaya doğru birden pike yaparak denize yönelir, suya hızla dalarken kanatlarını kapar, zıpkın misali suya dalar. Uzun ince ve sivri gagasıyla avını yakalar. Kanatlarını açarak yüzeye yükselir, çırpınarak sularını silkeler ve avı gagasında yükselmeye başlar. Eğer küçük balığın başı sumrunun boğazına doğruysa iş çok kolaydır artık. Sumru bir hamlede avını yutar. Eğer küçük balık yanlamasına yakalanmışsa sumrunun işi zordur. Hem uçacak hem de gagasında yanlamasına duran avının başını boğazına doğru çevirerek yutmaya çalışacak! Eee, yoldaş sumrular, martılar işte böyle zorlu bir durumu bekledikleri için avını döndürüp yutmaya çabalayan sumrunun tepesine çökerler. Havada tepeye çökmenin nasıl olduğunu bu durumu gözleyerek, izleyerek öğrenin lütfen. Genellikle narin yapılı sumrunun gagasındaki av ya yoldaşlarının ya da bir martının oluverir bir anda ve koca bir emek boşa gider.

İşte böyle bir şeydir denizde korsanlık olayı. Korsanlar hak etmediklerini zorla alanlara deniyor ve ne yazık ki insanların aralarında da korsanlar var doğada olduğu gibi. Ama korsanları korsanlayanların olduğunu da aklınızdan çıkarmayın. Sumrunun korsanı kendi yoldaşları ve martılar dedik değil mi? Martıların da korsanları var ve bu kuşların adı korsan martı. (Stercorarius parasiticus). Korsan martılar tüm deniz kuşlarının yakaladığı avlarını gagalarından adeta zorla alabilecek kadar saldırgandırlar. Çok kıvrak manevralar yaparak hızlı uçarlar ve ne pahasına olursa olsun istediklerini ele geçirirler. Onlar denize dalmazlar, harcadıkları emek sadece uçmak ve gagalardan balık çalmak içindir. Deniz yüzeyindeki ölü balıkları bile ancak çok aç kaldıklarında yerler. Tam bir korsandır korsan martılar.

Bu yıl Batı Karadeniz’de sumruların avladığı küçük balıkları gagalarından çalan martıların ve onlardan da avlarını korsanlayan korsan martıların görüntüleri yok. Neden derseniz eğer cevap şimdilik şöyle olacak! Denizde avlanacak bollukta küçük balık sürüleri görülmüyor. Eee küçük balık yoksa sumrular neyi avlamayı beklesinler ki. Geçip gidiyorlar avlanmadan ve de martılar korsanlık yapamıyorlar sumrulardan. Korsan martılarsa hiç görünmediler bile. Açık denizden geçip gittiler. Belki şu sıralarda Basra Körfezi’ne varmışlardır bile. Oradan da ver elini doğru Hint Okyanusu’na...

Denizde balık olup olmadığını illaki onbinlerce dolarlık sonarlarla takip etmeğe gerek kalmadan doğayı gözleyerek de anlayabilirsiniz. Bendeniz balıkçılara bu durumu aktarıyorum ama faydası olmuyor. Zira onlar bazı eylemlerini babadan görme usullerle yapıyorlar ama asıl yapılması gerekeni, babalarının doğa gözlemlerini yapmıyorlar. Günlerdir balık soğuk suya kaçtı, yok sıcak suya gitti, kuyulara indi gibi söylemlerle oyalanıyorlar. Aslında bilimi tecrübe ve gözlemle birleştirmek her zaman iyi sonuç verir. Ne dersiniz?

Denizlerimizde balık türleri ve toplulukları yoğun av baskısı nedeniyle azalıyor. Ekoloji döngüsü içinde sumrular ve korsan martılar başka denizlerde toplaşarak oralarda avcılık baskısı oluşturuyorlar tıpkı yunuslarda olduğu gibi. Artık yunuslar nerede bir gırgır, voli takımı varsa balığın orada yoğunlaştığını, yakalandığını anlayarak ağa saldırıyorlar, ağı yırtıp parçalayarak balıklara dalıyorlar. Balıkçılar da yunusları vuruyor. Ve ...

 Sürdürülebilirlik adına ne varsa lütfen öncelikle o konuları öğrenin. Sürdürülebilirliğin günümüzdeki tüketimi sürdürmek olarak algılanması ise son derece tehlikelidir. Kendimizi her konuda daha az harcamaya, satınalmaya yöneltmenin yolları irade denen müthiş gücü çalıştırmaya bağlıdır. İrade öyle bir güç ki bize sunulan! Beynimizi o irade çalıştırıyor, karnımızı doyuruyor ya da rezil ediyor.

Mutlu ve başarılı öğrenme yıllarınız olsun.

 

Asaf Ertan.

Doğa Gözcüleri Derneği kurucu üyesi



Tüm Yazıları..






ANASAYFA     KİMLİK     YAYINLAR     PROJELER     ÖYKÜ     İLETİŞİM